ÖLÜMCÜL TAKİP - İYİLER DAİMA KAZANIR BİR FİLM DAHA

ölümcül kaçışölümcül kaçış. isim çevirisi de kendisi kadar kötü olan oyuncuların bile bitse de gitsek diyerek vakit geçirdikleri kutsal amerikanın yeniden kurtarıldığı aksiyon içerikli tıraş film.

oyuncu kadrosu olarak bakıldığında beğenilmesi olası bir film olmasına rağmen zaten yapımcılar da filmin tutmicanı anlamışlar da içeriye bu kadar ünlüyü doldurmuşlar şeklinde sırıtmaktadır. elden düşme bir 007 james bond olan pierce brosnan ve 5. elementten sonra zombilerle boğuşmaktan başka film çekmemiş milla jovovich yanlarına hollywood da aç kalmış iş olsun çamurdan olsun diyen ne kadar oyuncu varsa toplamış doluşmuşlar.

afganistanda amerikan ordusunun kutsal demokratikleştirme görevlerini ifa ederken esir düşen iki askerden birinin babasının ingilterede amerikan büyükelçiliğinde vize verme üst görevlisi olarak ki tesadüfün de böylesi çalışmakta olmasıyla nedense çok düşman edinmiş amerikadan intikam alma isteğiyle yanıp tutuşan bir avuç insanın bir araya gelip bu görevliye şantaj yapması ile film açılış yapar. gerisini anlatmasam da zaten belli olan senaryoda birkaç iyi adam ve bir de en kötü adam kadrosundaki karakterlerin marifet sergileme yarışı başlar.

alman bir kimyacının ingiltereden amerikaya vizesiz uçmaya çalışmasıyla nasıl bi salaklıksa artık ya bi de alman yani vize işlemlerinin sıkılaştırılması ve işin başına ehli bir zatın getirilmesi 11 eylül sonrası amerikanın bir tedbiri oluverir. bu kişi öksüz yetim ama çooook zeki yüksek lisansını londrada yapmış güya londra yı avucunun içi gibi bilen milla jovovich ten başkası değildir.

pierce brosnanamerikadan intikam almak için bir araya gelmiş adamlar derneği üyelerinin sonuncusunun vize işlemleri nedense bu gaciya denk gelir ve arkadaş kıllanır. oğlu düşman hattında olan ve şantaj edilen ihtiyar emmi olaya el koyaraktan gacıyı devre dışı bırakıp vizeyi onaylar. bu arada işi yokuşa süren ve çorap söküğünün ucundan tutarak gitme sana muhtacım diyebilecek vize görevlilerinin fişini çekmek de saatçi lakaplı filmin en kötü adamı durumundaki eski bond pierce brosnan amcaya düşer. karizmasından bir şey kaybetmemiş olarak bu kez kurtarmak değil öldürmek işinde ustalaşmış pierce amca yaptığı bombe sayesinde herkesi temizler ancak milla jovovich kurtulmayı başarır. olaylar milla jovovich in terörist eylemlere karıştığı ve vizeleri onayladığı yönünde manipüle edilerek halka servis edilir ve milla teyzenin infazı istenir.

elini attığı her dal kuruyan kime gitse kapılar yüzüne çarpan çooook zeki olmasına rağmen olayları çözmekte dedektif gadget tan bile daha yavaş kavrama becerileri sergileyen londra yı avucunun içi gibi bilmesine rağmen metroda kaybolan hadi son bir umut diyerek oğlu yakalanmış memur amcanın evine giden milla teyze orada arkadaşıyla karşılaşıp umudunu tazeler ve bir tabur askerin içinden kuş uçsa avlamak için emir almış terör ihbarı nedeniyle teyakkuzda olan amerika büyük elçiliğine girer ve amerikaya gidebilmek için kendisine pasaport aşırıp elini kolunu sallaya sallaya oradan uzaklaşır.

milla jovovichfilm boyunca hiçbir yeteneğine şahit olmadığımız milla jovovich amerikaya gelip yılbaşı gecesinde times meydanında milyon kişinin ölümüne neden olması için planlanmış bombayı durduracaktır. hakkında film boyunca o kadar fazla bilgi öğrendiğimiz ama bu bilgilerin hiç birinin karşımıza işe yarar bir şekilde çıkmadığı düşünülürse niye anlattın o zaman bunları demekten kendimizi alamayız.

bombanın inha edilmesi için uzaktan atış yönteminin seçilmiş olması tuzdur biberdir ne varsa ortama ekmiş milla teyze de 50 kat merdiveni bir çırpıda koşarak çıkıp nefes darlığı bile geçirmeden amerikayı bir kez daha kurtarmıştır. film boyunca biri rus biri ingiliz iki adamla kapışarak cüssedir kastır bana yazmaz arkadaş pozlarıyla ayakta kalmayı başaran milla teyzenin yeteneğinin merdiven çıkmak olduğunu düşünmekteyiz.

ingiliz mi5 ve içişleri de işin o kadar içindedir ki kim dost kim düşman hala bulanıklığını korumaktadır. bi anda kendi adamına bile inanmayan anında satış şov yeteneğiyle bizlere wauuuw dedirten filmin sonunda da ilerleyen zamanda kesin madalya takarlar dediğimiz amerikan yetkilileri olmasa zaten film olmazdı. zaten film olmamış. olamamış.

ÖZET: DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN GEL BİZE BAZI BAZI.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder