
yenilmezler. ultron çağı. niye yenilmezler denmiş. çünkü yalan değil. adamlar yenilmiyo. her seferinde mi acaba diyoruz ama yok yine yenilmiyolar. uzaylısı zuzaylısı ölmüşü dirisi yenemiyo. deneyen geri kaçıyo.
bi avuç süper kahraman aslında bunlar. bakmayın her gün bir yerlerde dünyayı kurtardıklarına. onlar da duygu sahibi. valla bak. filmde gözümüzden yaş getirtmek için o kadar uğraşmasalar inanmazdık tabi ama onların da duyguları var. bi kere süper olmayı onlar seçmedi. sorumlulukları çok fazla. her gün çok zor kararlar vermek zorundalar. başkalarının hayatı hep onlara bağlı. gece yok gündüz yok. özel hayat yok. vay anaaaaaam. acınası.
hollywood un her hikayesinde olduğu gibi süper kahraman uyarlamalarının bu versiyonunda da dünya çok vahim durumda. ama bu sefer kurtarmak için bir kişi yetmiyo. iki?? üç??? ı ıh. ben tam sayamadım ama o kısmı atlamışım esnerken 9 10 kişi varlar. bizler sakin huzurlu mutlu mesut hayatlarımızda üç kuruş para için günde en az 8 saat çalışmak zorunda kalalım ve de mutluluğumuz daim olsun diye ezilmiş halkların sesi olan yenilmezler lüks şatafat şaşaa konfor teknoloji bedava tıbbi tedavi ekmek elden su gölden bir hayat sürerek bizi koruyorlar.

işte yine böyle yorucu bir günün akşamında beyin bulandırıcı bir yeniyetmenin marifetiyle oh tanrım ne yaptım ben cümlesinin duyulmasına vesile olan olaylar dizisi başlar ve yalan rüzgarı gibi uzuuuuun süre devam eder. orta yaş krizine tutulmuş dünyalı dünya kurtarıcıları ve de zuzaylı abimiz ki o da dünyalı yengeye aşık yoksa sanmam yani önce boku birbirlerine atarak ayrılır sonra da telafi etmek için kıçlarını yırtarak birleşirler. birlikten kuvvet doğar olayının yarattığı sinerji ile bir de yeni bir karakter ortaya çıkartırlar ki onun da ne menem olduğu muhtemelen bir sonraki filmde anlaşılacaktır. yeniyetme gençlerin öfke nöbeti geçirip dünyaya savaş açma hikayelerini robota evet robota anlatmaları robotta bile göz yağına neden olur ki ne de olsa o da canlı ağalar. ortamdaki psikolog eksikliği o kadar fazla hissedilmektedir ki imdada yeşil dev hulk yetişip öfke brifingi verir. tabi ki yeşil ve asık bir surat gören ırkçı insanlar onu dinlemek ondan feyz almak onu anlamaya çalışmak yerine ona kötü kötü bakınca çok üzülür. oyuncakları kırar döker.

yaşayan her canlının özellikle ajda pekkan başta olmak üzere en büyük hayali ölümsüz bir bedendir ki filmin kötü adamı yazılım demek daha doğru olur kötü yazılımı ki bütün yazılımlar gibi kendine beden yapmak ister. zuzaylı teknolojisi elinin altında olduğu için gerekli materyal temin edilerek işe koyulur. uppss. neyi unuttuk. uzun saçlı ve seksi erkek bir tanrı. tanrı verir tanrı alır. tabi bonkör olduğu için bir de muhtemelen bir sonraki film onun ki olacağından kendi filmine kapı açmak ve filmin bedavadan reklamını yapmak için bedene hayat verir thor. yeni bedende ki şahsı şövalye filmindeki çıplak şair tiplemesiyle hatırlarız ki aradan geçen yıllar onun da meme kaslarına katkı yapmışlar olarak karşımıza çıkar.
kötü yazılım ve iyi yazılım kapışmasının yanı sıra masumları kurtar derneği üyeleri işlerini icra ederken dünya bir kez daha kurtulur. ne dünyadır arkadaş. türk filmlerindeki kötü adamların elinde oyuncak olmuş baş karakter gibi her gelen mıncırır durur. bu arada sözüm ona dünyalı süper adam nerde acep. yarasa adamla kavga ediyolar galiba.
kim dost kim düşman belli değil bir ortamda çıplak şair ve yeniyetmelerden yeni bir ekibin kurulması için süreç başlar. eskiler emekli olmanın yakın olmasıyla ilgili laflar sarf etse de biliyoruz ki hollywood buna asla izin vermeyecek.
ÖZET:TATİLİ UNUTAN YAŞLI TİPLERE, HOLLYWOOD DAN BİR BREAK VER DİLEK TAŞI.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder